Hemodiyaliz Hasta Öfke – Analiz Raporu

hemodiyaliz öfke kontrol analiz raporu

HEMODİYALİZ HASTALARINDA ÖFKE KONTROLÜ

İstatistiksel Analiz Raporu

Bu çalışmada, hemodiyaliz hastalarında gevşeme egzersizlerinin öfke kontrolüne etkisi araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda düzenli hemodiyaliz uygulanan hastalar 10 hafta boyunca haftada en az 2-3 gün olmak üzere progresif kas gevşeme egzersiz tekniklerini uygulamaları istenmiştir.

Eğitime başlamadan önce araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Çok Boyutlu Öfke Envanteri (ÇBÖE) içerisinden “kişiler arası öfke tepkileri” ve “öfke ile ilişkili davranışlar” bölümleri hastalar tarafından cevaplanmıştır. 10 hafta süren egzersiz uygulamalarından sonra hastalardan tekrar ÇBÖE içerisinden “kişiler arası öfke tepkileri” ve “öfke ile ilişkili davranışlar” bölümlerini cevaplamaları istenmiştir.

ÇBÖE, toplam 128 maddeden ve 5 bölümden oluşmaktadır. Ancak çalışmada ölçeğin 2 bölümü değerlendirilmeye alınmıştır. Bu bölümler kişiler arası öfke tepkileri (KAÖT) ve öfke ile ilişkili davranışlar (ÖİD) şeklindedir.

KAÖT kendi içerisinde, intikama yönelik tepkiler, pasif-agresif tepkiler, içe dönük tepkiler ve umursamaz tepkiler olmak üzere toplam 4 alt boyuttan oluşmaktadır. ÖİD ise kendi içerisinde saldırgan davranışlar, sakin davranışlar ve kaygılı davranışlar olmak üzere toplam 3 alt boyutta temsil edilmektedir.

İstatistiksel Analizler

Çalışmanın istatistiksel aşamasında frekans analizleri, tanımlayıcı istatistikler ve ortalama karşılaştırma testlerine yönelik bulgular mevcuttur.

Öncelikle hastaların demografik özelliklerinden olan cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu ve meslek durumuna göre frekans analizi ve yaş ve hemodiyaliz sürelerine ait ortalama ve standart sapma (Ortalama ± standart sapma) değerleri gösterilmiştir.

Daha sonra ön test ve son testte ölçülen KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin puanlar hesaplanmış ve tanımlayıcı istatistik değerleri verilmiştir. Tanımlayıcı istatistiklerden ortalama (Ort), standart sapma (SS), minimum (Min) ve maksimum (Maks) değerleri birlikte sunulmuştur.

Son aşamada ise hastaların KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin puanlarının ön test ve son teste göre değişimleri incelenmiştir. Bu amaca uygun olan test istatistiğinin belirlenmesi gerekmektedir. 

Test istatistiğinin belirlenmesi aşamasında bazı varsayım testleri yapılmalıdır. Elde edilen ölçümlerin normal dağılıma uygunluğunun araştırılması bu varsayım testlerinden birisidir. Bu çalışmada elde edilen ölçümlerin normal dağılıma uygunlukları Shapiro-Wilk testi ile incelenmiştir. Shapiro-Wilk testi sonuçlarına göre, elde edilen ölçüm değerlerinin normal dağılıma uygun olmadıkları görülmüştür (p<0.05).

Bu bulgular kapsamında, hastaların KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin puanlarının ön test ve son teste göre değişimleri Wilcoxon İşaret Sıra testi kullanılarak tespit edilmiştir. Hipotez testleri ile birlikte ölçüm puanlarının medyan, minimum ve maksimum (Min-Maks) değerleri birlikte sunulmuştur.

Bu çalışma kapsamında yapılan güvenilirlik analizleri sonucunda KAÖT’nin alt boyutları için Cronbach Alfa katsayıları sırasıyla 0.841, 0.837, 0.856 ve 0.829 olarak bulunmaktadır. Ayrıca ÖİD’nin alt boyutlarının Cronbach Alfa katsayılarının sırasıyla 0.901, 0.914 ve 0.908 olduğu görülmüştür.

İstatistiksel hipotez testlerinin değerlendirilmesinde güven düzeyi %95 olarak alınmıştır. İstatistiksel hipotez testi bulgularının tamamı ise IBM SPSS 26 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Analiz Bulguları

Tablo 1: Hastaların demografik özellikleri

hastaların demografik özellikleri

Tablo 1’de araştırmaya dahil edilen hastaların demografik özelliklerine göre frekans analizi sonuçları gösterilmektedir. Frekans analizi sonuçlarına göre, araştırmaya dahil edilen hastaların %31.6’sı (25 kişi) erkek, %68.4’ü (54 kişi) ise kadındır.

Düzenli hemodiyaliz uygulanan hastaların medeni durumları değerlendirildiğinde; %74.7’sinin (59 kişi) evli, %25.3’ünün (20 kişi) ise bekardır. Bu hastaların öğrenim durumları değerlendirildiğinde; %35.4’ünün (28 kişi) ilkokul, %46.8’inin (37 kişi) lise, %17.7’sinin (14 kişi) ise üniversite mezunudur.

Ayrıca, araştırmaya dahil edilen hastaların %17.7’sinin (14 kişi) özel sektörde çalıştığı, %11.4’ünün (9 kişi) emekli olduğu, %13.9’unun (11 kişi) ev hanımı olduğu, %57.0’ının (45 kişi) ise işsiz olduğu görülmüştür. Bir diğer bulgu ise, hastaların yaş ortalamaları 43.78  ± 10.63 ve hemodiyaliz süre ortalamaları 47.09 ± 24.58 olarak bulunmaktadır.

Tablo 2: Hastaların ön testte ölçülen KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin ölçüm puanlarının tanımlayıcı istatistikleri

Tablo 2’de araştırmaya dahil edilen hastaların ön testte ölçülen KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin ölçüm puanlarının tanımlayıcı istatistik değerleri gösterilmektedir.

Bulgulara göre, hastaların saldırgan davranışlar alt boyut ortalaması 27.39 (Min-Maks=12.00-60.00), sakin davranışlar alt boyut ortalaması 30.79 (Min-Maks=11.00-50.00), kaygılı davranışlar alt boyut ortalaması ise 12.09 (Min-Maks=7.00-20.00) olarak bulunmaktadır.

Ayrıca düzenli hemodiyaliz uygulanan hastaların intikama yönelik tepkiler alt boyut ortalaması 67.63 (Min-Maks=28.00-120.00), pasif-agresif tepkiler alt boyut ortalaması 28.94 (Min-Maks=12.00-50.00), içe dönük tepkiler alt boyut ortalaması 31.57 (14.00-50.00) ve umursamaz tepkiler alt boyut ortalaması ise 8.98 (Min-Maks=6.00-15.00) olduğu görülmektedir.

Tablo 3: Hastaların son testte ölçülen KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin ölçüm puanlarının tanımlayıcı istatistikleri

hasta-sontest-kaot-oid

Tablo 3’de araştırmaya dahil edilen hastaların son testte ölçülen KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin ölçüm puanlarının tanımlayıcı istatistikleri gösterilmektedir.

Tanımlayıcı istatistik bulgularına göre, hastaların saldırgan davranışlar alt boyut ortalaması 23.78 (Min-Maks=12.00-60.00), sakin davranışlar alt boyut ortalaması 35.23 (Min-Maks=12.00-50.00), kaygılı davranışlar alt boyut ortalaması ise 10.98 (Min-Maks=8.00-20.00) olarak bulunmaktadır.

Ayrıca araştırmaya dahil edilen hastaların intikama yönelik tepkiler alt boyut ortalaması 56.35 (Min-Maks=28.0-120.00), pasif-agresif tepkiler alt boyut ortalaması 24.23 (Min-Maks=13.00-50.00), içe dönük tepkiler alt boyut ortalaması 29.98 (Min-Maks=15.00-50.00) ve umursamaz tepkiler alt boyut ortalaması ise 7.56 (Min-Maks=5.00-15.00) olduğu görülmektedir.

Tablo 4: Hastaların KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin puanlarının ön test ve son teste göre değişimleri

hasta kaot oid onsontest değişim

Tablo 4’de araştırmaya dahil edilen hastaların KAÖT ve ÖİD’nin alt boyutlarına ilişkin puanlarının ön test ve son teste göre Wilcoxon İşaret Sıra testi sonuçları gösterilmektedir.

Hastaların ön test ve son testte ölçülen saldırgan davranış düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmaktadır (p<0.05). Bu bulguya göre, hastaların son testte ölçülen saldırgan davranış düzeyleri ön testte ölçülen davranış düzeylerinden daha düşük olduğu görüldü.

Hastaların sakin davranış düzeylerinin ön test ve son teste göre değişimleri istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu bulgu ışığında, hastaların son testte ölçülen sakin davranış düzeyleri ön testte ölçülen davranış düzeylerinden daha yüksektir.

Hastaların ön test ve son testte ölçülen intikama yönelik tepki düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmaktadır (p<0.05). Bu bulguya göre, hastaların son testte ölçülen intikama yönelik tepki düzeyleri ön testte ölçülen tepki düzeylerinden daha düşük olduğu görüldü.

Hastaların pasif-agresif tepki düzeylerinin ön test ve son teste göre değişimleri istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu bulgu ışığında, hastaların son testte ölçülen pasif-agresif tepki düzeyleri ön testte ölçülen tepki düzeylerinden daha yüksek bulunmaktadır.

Hastaların ön test ve son testte ölçülen içe dönük tepki düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p<0.05). Bu bulguya göre, hastaların son testte ölçülen içe dönük tepki düzeyleri ön testte ölçülen tepki düzeylerinden daha düşük olduğu görüldü.

Ancak araştırmaya dahil edilen hastaların kaygılı davranış düzeyleri ve umursamaz tepki düzeyleri ön test ve son teste göre değişimleri istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmektedir (p>0.05). Bu bulgu ışığında, hastaların ön test ve son testte ölçülen kaygılı davranış düzeyleri ve umursamaz tepki düzeyleri birbirine yakın bulunmaktadır.