Karaciğer Nakli – Analiz Raporu

Karaciğer Nakli Yapılan Hastalar Üzerinden Sağkalım Analizi

Bu çalışmada, bir tıp merkezinde karaciğer nakli yapılan hastalardan elde edilen veriler üzerinden sağkalım analizleri gerçekleştirilmiştir. Karaciğer nakli yapıldıktan sonra hastaların sağkalım süreleri 2010 yılı ocak ayından 2020 yılı aralık ayına kadar gözlenmiştir. Çalışmada gözlemlenen olay dışında hayatını kaybeden hastalar için veriler analiz dışında tutulmuştur. Bu bağlamda toplam 745 hasta üzerinden veriler toplanmış ve istatistiksel analizler gerçekleştirilmiştir.

İstatistiksel analiz süreçlerinde frekans analizi, normal dağılıma uygunluğun sınanması, Wilcoxon (Gehan) testi, Kaplan-Meier analizi ve Cox Regresyon analizleri uygulanmıştır. Frekans analizleri demografik değişkenler ve donörle akrabalık durumlarının gruplarına ait frekans (n) ve yüzdelik (%) değerleri ile birlikte verilmiştir. Normal dağılıma uygunluğun sınanmasında Kolmogorov-Smirnov testi kullanılmıştır.

Kolmogorov-Smirnov test bulgularına göre, verilerin normal dağılıma uygun olmadığı görülmüştür (p>0.05). Demografik bulgular ve donörle akrabalık durumlarını ifade eden değişkenlerin grupları kendi içinde sağkalım süresinin medyan değeri ile karşılaştırılmıştır. Gruplara ait sağkalım süresinin medyanı Wilcoxon (Gehan) testi ile karşılaştırılmıştır.

Wilcoxon (Gehan) testi ve gruplara ait sağkalım süresinin medyan değerleri birlikte verilmiştir. Sonraki aşamada grupların sağkalım sürelerine ait dağılımların benzer olup olmadığı Kaplan-Meier analizine ilişkin tanımlayıcı özellikler ve test istatistikleri incelenmiştir. Tanımlayıcı özelliklerden gruplarda karaciğer nakli sonrasında ölüm sayıları, sansürlü verilere ilişkin frekans (f) ve yüzde (%) değerleri, sağkalım sürelerinin medyanı ve medyanın güven aralıkları verilmiştir.

Test istatistiklerinden ise, Log Rank (Mantel-Cox) testi, Breslow (Generalized Wilcoxon) testi ve Tarone-Ware testi kullanılmıştır. Son aşamada ise değişkenlere ait grupların sağkalım süresi üzerine etkilerini incelemek için Cox Regresyon analizi yapılmıştır.

Analizler sonucunda Wilcoxon (Gehan) testi, Kaptan-Meier analizi ve Cox Regresyon analizleri birbirine tutarlı sonuçlar göstermiştir. Bu bulgu ışığında, elde edilen verilerin yapılan analizler ile uyumunun iyi yönde olduğu anlamına gelmektedir.

Araştırma kapsamında elde edilen analiz bulguları için önem seviyesi p<0.05 olarak belirlenmiş ve istatistiksel analiz süreçlerinin tamamı IBM SPSS 26 ve R-Project programları kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Tablo 1: Hastaların demografik bulguları ve donörle akrabalık durumlarına ait dağılımlar

Tablo 1’de araştırmaya dahil edilen hastaların demografik bulguları ve donörle akrabalık durumlarına ait dağılımların frekans analizi sonuçları gösterilmektedir. Frekans analizi sonuçlarına göre, araştırmaya dahil edilen hastaların %69.9’u (521 kişi) hayatta iken, %30.1’i (224 kişi) ölmüştür.

Karaciğer nakli olan hastaların %63.4’ü (472 kişi) erkek, %36.6’sı (273 kişi) bayandır. Yaş gruplarına göre karaciğer nakli olan hastaların %16.6’sı (124 kişi) 0-20 yaş, %25.4’ü (189 kişi) 20-40 yaş, %35.8’i (267 kişi) 40-60 yaş, %22.1’i (165 kişi) 60 yaş ve üzeri olduğu görülmektedir. Bir diğer bulgu ise, karaciğer nakli olan hastaların %64.7’si (482 kişi) donörle akraba iken, %35.3’ü (263 kişi) ise donörle akraba değildir.

Tablo 2: Wilcoxon (Gehan) testi sonuçları

Tablo 2’de araştırmaya dahil edilen hastaların sağkalım sürelerinin cinsiyet, yaş ve donörle akrabalık durumuna göre Wilcoxon (Gehan) testi sonuçları gösterilmektedir.

Karaciğer nakli yapılan erkek hastaların sağkalım süresinin medyanı (53.647) karaciğer nakli yapılan bayan hastaların sağkalım süresinin medyanından (49.814) daha yüksek olduğu ve aralarındaki farkın da istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (p<0.05).

Bu bulgu ışığında, karaciğer nakli yapılan erkek hastaların karaciğer nakli yapılan bayan hastalara göre daha fazla yaşamaktadır.

Ayrıca, araştırmaya dahil edilen hastaların sağkalım süreleri yaş gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir farklılık göstermektedir (p<0.05). Bu bulgu ışığında, en az yaşayan hasta grubunun 60 yaş ve üzeri olduğu ve en fazla yaşayan hasta grubunun ise 20-40 yaşlarında olduğu ve aralarında bir farklılık olduğu istatistiksel analiz sonucunda görülmüştür.

Bir diğer bulgu ise, karaciğer nakli olan hastaların donörle akrabalık durumları arasında sağkalım süreleri bazında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Buna göre, donörle akraba olan hastalar ile donörle akraba olmayan hastaların sağkalım süreleri birbirine yakın olduğu görülmüştür.

Tablo 3: Kaplan-Meier analizine ilişkin tanımlayıcı özellikler

Tablo 3’de karaciğer nakli olan hastaların sağkalım sürelerinin cinsiyet, yaş ve donörle akrabalık durumlarına göre Kaplan-Meier analizine ilişkin tanımlayıcı özellikler gösterilmektedir. Bulgulara göre, erkek hastaların 86’sı, bayan hastaların 138’i ölmüştür.

Erkek hastaların %81.8’i (386 kişi), kadın hastaların %49.5’i (135 kişi) sansürlü veriyi oluşturmaktadır. Yaş gruplarına göre bakıldığında, 0-20 yaş grubun 59’u, 20-40 yaş grubun 48’i, 40-60 yaş grubun 53’ü, 60 yaş ve üzeri grubun 64’ü ölmüştür.

Ayrıca 0-20 yaş grubun %52.4’ü (65 kişi), 20-40 yaş grubun %74.6’sı (141 kişi), 40-60 yaş grubun %80.1’i (214 kişi), 60 yaş ve üzeri grubun %61.2’si (101 kişi) sansürlü veriyi oluşturmaktadır. Donörle akrabalığı olan hastaların 97’si, akrabalığı olmayan hastaların ise 127’si ölmüştür.

Bir diğer bulgu ise, donörle akrabalığı bulunan hastaların %79.9’u (385 kişi), akrabalığı bulunmayan hastaların %51.7’si (136 kişi) sansürlü veriyi oluşturdukları görülmektedir.

Sağkalım süresinin medyan değerleri göz önüne alındığında, erkek hastalarda 53.647 (%95 CI: 46.937 – 60.357), bayan hastalarda 49.814 (%95 CI: 44.525 – 55.103), 0-20 yaş grubunda 46.957 (%95 CI: 44.326 – 49.588), 20-40 yaş grubunda 53.180 (%95 CI: 47.700 – 58.661), 40-60 yaş grubunda 51.027 (%95 CI: 41.902 – 60.073), 60 yaş ve üzeri grubunda 44.979 (%95 CI: 42.525 – 47.433), donörle akrabalığı olan hastalarda 53.697 (%95 CI: 48.845 – 58.548) ve donörle akrabalığı olmayan hastalarda ise 52.388 (%95 CI: 46.247 – 58.491) olarak bulunmuştur.

Tablo 4: Kaplan-Meier analizine ilişkin test istatistikleri

Tablo 4’de araştırmaya dahil edilen hastaların cinsiyet, yaş ve donörle akrabalık durumlarına göre elde edilen sağkalım sürelerine ait dağılımların eşitliğinin karşılaştırılması için yapılan Kaplan-Meier analizi test istatistikleri gösterilmektedir.

Cinsiyet ve yaş gruplarında sağkalım sürelerine ait dağılımlar Log Rank (Mantel-Cox), Breslow (Generalized Wilcoxon) ve Tarone-Ware testlerine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde birbirinden farklı olduğu bulunmaktadır (p<0.05). Ayrıca donörle akrabalık durumlarında sağkalım sürelerine ait dağılımlar Log Rank (Mantel-Cox), Breslow (Generalized Wilcoxon) ve Tarone-Ware testlerine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde birbirinden farklı değildir (p>0.05). Bu bulguların Wilcoxon (Gehan) testi sonuçları ile hemen hemen aynı olduğu görülmektedir.

Tablo 5: Cox Regresyon analizi sonuçları

Tablo 5’de araştırmaya dahil edilen hastaların cinsiyet, yaş ve donörle akrabalık durumlarının sağkalım süreleri üzerine etkileri için ayrı ayrı yapılan Cox Regresyon analizi sonuçları gösterilmektedir.

İlk aşamada, Cox regresyon analizine yönelik orantısal hazard varsayımı hem değişken hem de model bazlı incelenmiş ve test istatistiklerine göre bu varsayımın sağlandığı belirlenmiştir (p>0.05).

Nakil yapılan hastanın cinsiyetinin referans (erkek) grubuna göre bayan olmasının sağkalım süresi üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Bayan hastaların erkek hastalara göre 2.340 kat (%95 CI: 1.579-2.694) daha fazla ölüm riski taşımaktadır.

Ayrıca nakil yapılan hastanın yaşının referans (0-20 yaş) grubuna göre 20-40 yaş arasında olmasının sağkalım süresi üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Bu bulgu ışığında, 20-40 yaş arasında olan hastaların 0-20 yaş arasında olan hastalara göre 0.642 kat (%95 CI: 0.217-0.568) daha az ölüm riski gözükmektedir. Bir diğer bulgu ise, nakil yapılan hastanın yaşının referans (0-20 yaş) grubuna göre 40-60 yaş arasında olmasının sağkalım süresi üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Bu bulgu ışığında, 40-60 yaş arasında olan hastaların 0-20 yaş arasında olan hastalara göre 1.809 kat (%95 CI: 1.124-2.676) daha fazla ölüm riski gözükmektedir.